nietzsche und schopenhauer

Ekim 1865 ile Ağustos 1867 arasındaki bir dönemde, o zaman henüz Leipzig Üniversitesi’nde bir filoloji talebesi olan Friedrich Nietzsche bir eskici dükkânında Die Welt als Wille und Vorstdlung’un bir nüshasını buldu. İktidar tutkusu nasıl yorumlanırsa yorumlansın o Nietzsche ahlakının temel ilkesidir; ve iradenin kullanılmasını sadece bir olgu olarak değil fakat ahlaki bir amaç olarak görmesi bakımından da Schopenhauer’den ayrılır. Çözülmesi gereken sorun onun varlığıyla değil, fakat daha çok doğrultusu ve kapsamıyla ilgilidir. Nietzsche rejected such … I Schopenhauer and Nietzsche on Man’s Intellect as a Condition for Life. Not defterlerinde bulunan fragmanlar evrenin nihai doğasıyla ilgili bir tartışmaya yer vermektedir ve burada gerçek bir Schopenhauerci olarak Nietzsche bunun irade olduğunu açıklamaktadır. Buna karşılık Schopenhauer bir metafizikçiydi. İktidar tutkusu nasıl yorumlanırsa yorumlansın o Nietzsche ahlakının temel ilkesidir; ve iradenin kullanılmasını sadece bir olgu olarak değil fakat ahlaki bir amaç olarak görmesi bakımından da Schopenhauer’den ayrılır. It would not be misleading to say that at the time he wrote The Birth of Tragedy, Nietzsche was so steeped in Schopenhauer that he perceived whatever he perceived through the lens of Schopenhauerian distinctions and categories.Certainly it is hard to make sense of the concepts of the Apollonian and Dionysian, and many other insuf- ficiently explained … Schopenhauer’in Nietzsche üzerindeki etkisi – G. N. Dolson. Baran Baki. Download Full PDF Package. Ne var ki yukarıda da söylendiği gibi, bazı bakımlardan ortak noktalar kalmıştır ve her ne kadar bu uzlaşma noktaları Nietzsche daha büyük bir bağımsızlığa ulaştığı ölçüde sayıca azalmışsa da bütünüyle kaybolmamıştır. Schopenhauer’in tersine Nietzsche’de ahlak için metafizik bir temel bulmak mümkün değildir, bu onun sisteminin doğasından kaynaklanır. In Schopenhauer, there is no question of a Hegelian struggle to achieve a more comprehensive good. Nietzsche ruhun diğer bütün tezahürlerini ona indirger, hatta onunla dünyayı açıklamaya girişir. Sonuncusu onun duygu gücünü tasarım formuyla örtmeksizin doğrudan iradeyi dışa vurur. Schopenhauer accordingly rejects the idea of poetic justice: “The demand for so-called poetical justice rests on entire misconception of the nature of tragedy, and, indeed, of the nature of the world itself…. En çarpıcı olanlarından biri hakikate biçilen değerle ilgilidir. Bu daha sınırlı anlamda iradenin Nietzsche ile Schopenhauer’de aynı olup olmadığı kolay kolay kategorik olarak cevaplandırılamayacak bir sorudur. Özünde bu Schopenhauer’in görüşüdür ve kurulan bu koşutluğun yakınlığının Wille ve Vorstellung ile özdeşleştirme girişimini desteklediği söylenebilir. Schopenhauer’in tersine Nietzsche’de ahlak için metafizik bir temel bulmak mümkün değildir, bu onun sisteminin doğasından kaynaklanır. O insanlara, her bir ruhun dışarıdan gelen tesirlerle rahatsız edilmeksizin kendi hayatını yaşamasını, kendi yolunu özgürce belirlemesini, bunun için de kişinin çevresinden kaynaklanan önyargılardan kurtulmasını öğretir. Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları 4 / Kafes – John Perkins, Gündüz Vassaf: Tolstoy benim için sonsuz, derin bir okyanus, Dostoyevski gürül gürül akan bir şelale…, Shakespeare’de İnsan – İbrahim Yusuf Yavuz, Vietnam Günlüğü (ABD’nin Vietnam’da İşlediği Savaş Suçlarına Karşı Russell Mahkemesi) Mehmet Ali Aybar, Ölüm ve Zaman (La Mort Et Le Temps) – Emmanuel Levinas, Ekonomik Kriz Ve Sol – Greg Albo, Leo Panitch, Vivek Chibber. Apolloncu eğilim bir düş, Dionysosçu eğilim bir derin coşku ya da sarhoşluk halidir. ər /; German: [ˈaʁtʊʁ ˈʃoːpn̩haʊ̯ɐ] (); 22 February 1788 – 21 September 1860) was a German philosopher.He is best known for his 1818 work The World as Will and Representation (expanded in 1844), which characterizes the phenomenal world as the product of a blind and insatiable metaphysical will. This first English translation of Simmel's work includes an extensive introduction, providing the reader with ready access to the text by mapping its discursive strategies. Kaale alınmaya değer yegâne varlık olan güçlü insan kader kendisine karşı olduğunda daha bir azimle savaşır. Basitleştirmeyi tamamlamak için ruhun bütün dürtülerinin iradenin tek formunun, “iktidar iradesi”nin farklı tezahürleri olduğunu varsaymak yeterlidir. Aslında Nietzsche’nin sanatsal ifade biçimlerinin hepsinde bulduğu ve Apollon ile Dionysos’un isimleriyle özdeşleştirdiği iki güç ya da eğilimin Schopenhauer’in Wille ve Vorstellungundan hiç de farklı bir yanının olmadığını göstermeye dönük bir girişimde bulunulmuştur. Nietzsche ve Schopenhauer arasındaki tam bir uzlaşmayı çoğu kez ele alınan konuların doğası imkânsız kılar. Din, ahlak, felsefe, bilim ve modern kültür konuları üzerine yoğunlaşmış, bu alanlarda metafor, aforizma, ironilerle dolu eleştirel yazılar yazmıştır. İstenirse aralarındaki mesafe alabildiğine açılabilir, istenirse kolaylıkla birbiriyle telif edilebilir; her iki yöntemin kendince haklı sebepleri vardır. Gerekli olan tek şey daha fazla hayat, duygu ve içtepinin sağlıklı özgürlüğüdür. Kendi başlarına hiçe yakın olan fenomenlerin ne kadar farklı biçimlere büründüklerinin önemi yoktur. Second reaction: A swirling confusion of half-thoughts, such as: It is a sad state of affairs if all we have are enemies; Schopenhauer and Nietzsche as torn halves (one finding meaning in the renunciation of the will, the other insisting that there is meaning only in an ever-greater affirmation of the will ) i.e. Schopenhauer and Nietzsche. Ahlaki hedef başkaları için değil, kişinin kendisi için hayattır. “You want if possible – and there is no madder ‘if possible’ – to abolish suffering; and we? Dünyanın kötü olduğuna ve sefaletin her yerde kol gezdiğine kuşku yoktur. (1975) | Türkçe Altyazılı, Yaşamın Hammaddesi Zaman / Bir Kullanma Klavuzu (Bir Kullanma Kılavuzu) – Stefan Klein. Görüşlerini Nietzsche’nin kendi ismi tam olarak tasvir eder. Buna karşılık Dionysos’un simgelediği eğilim müzikle ilgili sanatlar ile lirik şiir ve özellikle müziğin kendisi gibi duygusal sanatları içine alır. Thus, the previous progression of the genre from tragedy to tragicomedy to romantic tragedy continued to a literary-musical embodiment of what Nietzsche called “tragic dithyrambs.”. Tilmizlik gayretiyle kendi fikirlerini başka sözcüklerle ifade etti, hatta Schopenhauer’in formlarından yararlanırken dahi onlara farklı bir muhteva yükledi. Gerekli olan tek şey daha fazla hayat, duygu ve içtepinin sağlıklı özgürlüğüdür. Arthur Schopenhauer (d. 22 Şubat 1788, Danzig - 21 Eylül 1860, Frankfurt ), Alman bir filozof, yazar ve eğitmendir. Hakikate dair bir bilgi değerli olan pek çok şey için ölümcül olurdu. Eleştirilerini ifade etme tarzı çoğu zaman üslup bakımından kişiseldir ve okurlarının çoğuna çirkin ve itici görünmeden bunu yapabildiği pek söylenemez. Nietzsche: Untimely Meditations - November 1997. This last kind of tragedy seems to Schopenhauer far to surpass the other two. Bütün bilinç durumları ona bağlıdır ve onu dışa vurma derecesiyle ölçülmelidir. O umutsuz yaşamayı göze alacak kadar güçlüdür. Kitap kendisi için yeniydi ve hemen onu alıp eve götürdü. İnsan zayıflığı bakımından acınacak durumda olan zavallı bir yaratıktır, sağlıklı bir hayvan bile değildir. Bütün deneme öylesine coşku dolu bir ruhla kaleme alınmıştır ki okur ister istemez Schopenhauer’in felsefe tarihindeki en büyük isimlerden biri olduğunu hissedecektir. 1872’de Die Geburt der Tragödie’nin [Tragedyanın Doğuşu] yayımlandığı dönemde Nietzsche bir Schopenhauer takipçisiydi ve bunu açıklamaktan çekinmiyordu. Nietzsche uygarlık tarihini uzun yanılgılar silsilesinin sonucu olarak görür ve bu yanılgılar olmasa herhangi bir ilerlemenin gerçekleşmesinin tasavvur edilemeyeceğini düşünür. Onun temel doğası Nietzsche için o kadar açık bir varsayım konusudur ki sadece onu ispatlamaya çalışmaktan kurnazca uzak durmaz, fakat aynı zamanda onun muhtelif tezahürlerini gösterme mecburiyeti de duymaz. Nietzsche’nin felsefi düşünceye en önemli katkısı esas itibariyle ahlaki bir karaktere sahip olduğundan başka yazarlarla ilişkilerinin ele alınıp irdelenmesi öncelikle ahlak sorunları açısından olmalıdır. Aslında Nietzsche’nin sanatsal ifade biçimlerinin hepsinde bulduğu ve Apollon ile Dionysos’un isimleriyle özdeşleştirdiği iki güç ya da eğilimin Schopenhauer’in Wille ve Vorstellungundan hiç de farklı bir yanının olmadığını göstermeye dönük bir girişimde bulunulmuştur. The traditional categories of tragedy are nearly destroyed in the deepened subjectivities of Romanticism of the 19th-century German philosophers, Arthur Schopenhauer and his disciple Friedrich Nietzsche. You have entered an incorrect email address! The contrast here (and it's very clear in Nietzsche) is between Schopenhauer's preferred strategy of withdrawal (which Nietzsche calls denial of life, and similar things) and Nietzsche stand of life-affirmation. [602] Zihin görüngüseldir: İradenin ve tezahürlerinin dışında hiçbir şeyin gerçek anlamda varolduğu söylenemez. Eğer birisi bir sıkıntıyla karşılaşsa, diğerleri Schopenhauer’in eserlerinden uygun pasajlarla derhal imdadına yetişiyordu. Buna erişmek için atılacak ilk adım başkalarının ıstırap ve acılarını paylaşmak yani duygudaşlıktır, bu durum da her türlü hayatın, hatta bütün varlıkların temelde aynı olduğu hissedilir. Nietzsche, büyük hocası Schopenhauer’i onun görüşlerine meydan okuyarak ve dolayısıyla kendi benzersiz felsefesini yaratarak onurlandırdı. The inspired force of Nietzsche’s vision is mingled with a sense of nihilism: “Only after the spirit of science has been pursued to its limits,…may we hope for a rebirth of tragedy…I understand by the spirit of science the faith that first came to light in the person of Socrates—the faith in the explicability of nature and in knowledge as a panacea.”, Nietzsche would replace the spirit of science with a conception of existence and the world as an aesthetic phenomenon and justified only as such. Onu hiçbir acı alt edemez, çünkü o hiçbir şeye boyun eğmeyecektir. Öğretiyi yeni benimsemiş birisinin heyecan ve gayretiyle Nietzsche tuttuğu bu yeni yol için taraftarlar aramaya başladı. Onu en güçlü biçimde etkilemiş olan tam da bu düşünsel tavırdır. İradenin insan hayatındaki temel etmen olduğu varsayılır; ve her ne kadar açıklayıcı ve temel ilke olarak evrensel geçerliliği hakkında kısa bir açıklama sunulursa da bu tamamen ikinci derecede önemli bir mesele, bir kişilik unsuru olarak iradeyle ilgili daha önemli meseleyle yaşamsal bir bağı olmayan tali bir konudur. Sonuçta Schopenhauer’in kötümser öncülleri kabul edilir, fakat bunlardan çıkarılan sonuçlar reddedilir. Dostlarının inançlarını değiştirmede başarılı oldu ve hep birlikte rehberlerine saygıda kusur etmeyen bir topluluk oluşturdular. In Schopenhauer’s The World as Will and Idea (1819), much more than the social or ethical order is upturned Includes [4] p. of advertisements at end. Ama Schopenhauer, “özgür insan iradesi” ile “zorunlu evren iradesi” arasındaki savaştan insan iradesinin galip çıkacağı konusunda hiçbir iyimserlik beslemez. Okuyup bitirdiğinde Schopenhauer bir tilmiz daha kazanmıştı. Nietzsche’s The Birth of Tragedy out of the Spirit of Music (1872) was deeply influenced by Schopenhauer. Save my name, email, and website in this browser for the next time I comment. Aslında uzlaşmaya benzer bir durum içinde oldukları tek saha estetiktir. O dünyanın durumunun farkındadır, yanılsamaların kurbanı olmaz, fakat bizzat önüne çıkan engellerin çokluğu ona kötülüğün üstesinden gelmede kendi gücüne güvenme bakımından ateşli bir neşe verir. The title of the first edition of his book, The Birth of Tragedy out of the Spirit of Music, was also influenced by Schopenhauer, for whom music differed from all the other arts in that it is not a copy of a phenomenon but the direct copy of the will itself. [603] Bireyleşme tikel fenomenler ile irade arasında bir orta konumu işgal eder görünen bu bilinçdışı tasavvurun, evrensel kavramları oluşturan ilkenin sonucudur. Nietzsche her ne kadar daha sonraki yazılarında teorinin belirgin biçimde Schopenhauer’e özgü formunu terk etmişse de iradeye hâlâ en ayrıcalıklı yeri veriyor, aslında zihnin ikincil önemini giderek daha fazla vurguluyordu. – it really does seem that we would rather increase it and make it worse than it has ever been!” Nietzsche, Beyond Good and Evil This pessimistic description of life, however, was not an end point for Nietzsche but rather an ideal beginning for his counternihilistic philosophy. Eğer Schopenhauer’ın metinleriyle ilk defa karşılaşmanın benim için nasıl bir olay (Ereignis) olduğunu tanımlayacak olursam, gençliğimde neredeyse tüm diğer düşüncelerden daha yoğun bir sıklık ve ivedilikle aklıma gelen bir düşünce üzerinde kısaca durmalıyım. Bu kadar çok düşünce aşamaları içinde bir kimsenin etkisinin izini sürmeye çalışmak belki de tehlikeli bir girişimdir. Ding an siche bir Alman filozofun geleneksel saygısıyla yaklaştı. İradenin kişinin düşünce ve duyguları için bir temel olarak mevcudiyetini ayrıntılarıyla göstermeye dönük çok az bir çaba vardır. Schopenhauer is best known for his pessimism and his misogyny: “no rose without a thorn, but many a thorn without a rose.” His personal favorite philosopher was Kant and Schopenhauer’s metaphysics picks up where Kant’s leaves off. Schopenhauer’in savunduğu ahlak ülküsü bir Budist keşişin ahlak ülküsüyle aynıdır. Nietzsche: Tüm psikoloji, şimdiye dek, ahlaksal önyargılara ve korkulara takılıp kalmış. Nietzsche, Schopenhauer’in kanısını paylaştı: Müzik metafiziğin yerini alabilecekti. Bizim için hayatı anlamlı kılan aklın, sanatın, bütün duygu ve duyarlıkların gelişimi yanlış fikirlere dayanır. Duygudaşlığı temel erdem yapmak yerine o bunu kusur ya da zayıflıkların arasına koyar ve onu savunabilecek düşünürler için hakaretamiz tabirler bulmakta zorlanır. With a postcard of Sils-Maria mounted on verso of front endpaper. Ekim 1865 ile Ağustos 1867 arasındaki bir dönemde, o zaman henüz Leipzig Üniversitesi’nde bir filoloji talebesi olan Friedrich Nietzsche bir eskici dükkânında Die Welt als Wille und Vorstdlung’un bir nüshasını buldu. Nietzsche ve Schopenhauer arasındaki böylesine büyük farklılıklara rağmen görüşleri arasında yaygın olarak var olduğu varsayılan yakın ilişki nerede aranmalıdır öyleyse? Özünde bu Schopenhauer’in görüşüdür ve kurulan bu koşutluğun yakınlığının Wille ve Vorstellung ile özdeşleştirme girişimini desteklediği söylenebilir. The essence of this specifically aesthetic tragic effect is that it both reveals and conceals, causing both pain and joy. Both fate and humanity represent one and the same will, which lives and appears in them all. Onunla “yaşama iradesi” arasındaki koşutluğun yakınlığı bütünüyle bu iki ilkenin yorumuna dayanır. Schopenhauer’den farklı olarak Nietzsche hiçbir yerde teorisinin kozmolojik yanıyla ilgili ayrıntılara girmez, bütün dikkatini iradenin insan hayatında her zaman her yerde mevcudiyetini göstermeye hasreder, çünkü “iktidar iradesi” insan hayatında sadece her türlü varoluşu açıklayan bir ilke değil, fakat değer ölçütü olarak da ortaya çıkar. İyimserlik olarak nitelenemeyeceği açık gibidir, ancak yine de ona göre hayat kesinlikle peşinde koyulmaya değer bir şeyler sunar. Kuşkusuz yaşama iradesi [Wille zum Leben] onda güç ya da iktidar iradesine [Wille zur Macht] dönüşmüştü, ama hâlâ iradeydi. Farklılıkları da benzerlikleri de gereğinden fazla vurgulamaktan sakınmak güçtür. In the case of his own archetypal hero, the hero’s end seems merely the mirror image of his career, an oblivion of resignation or death that follows an oblivion of violence. Nietzsche claimed that on reading the opening line of Schopenhauer’s The World as Will and Representation (i.e. Savundukları öğretiler arasında büyük benzerliğe rastlamadık ve ilgilerinin de genel olarak büyük ölçüde birbirinden ayrı yolları tuttuğu açıktır. Hayat ıstırap ve kederle doludur, bunun için ne bir yardım ne bir umut vardır; gelecek şimdi ve geçmiş kadar karanlıktır. Buna karşılık Dionysos’un simgelediği eğilim müzikle ilgili sanatlar ile lirik şiir ve özellikle müziğin kendisi gibi duygusal sanatları içine alır. İnceleyip araştırdıkları bir öğretiler toplamasından ibaret değildi. Yazıları kolaylıkla üçe ayrılabilir ve bu üç dönem sergilediği farklı açılar bakımından estetik, düşünsel ve ahlaki olarak adlandırılabilir. Ne olursa olsun umutsuzluğa dair herhangi bir imada bulunulmaz, kurtuluşun iradenin yadsınmasında aranması gerektiği konusunda bir hissiyata asla tesadüf edilmez. Her ikisi için de hayat bütün kötülüklerin en büyüğüdür, geri kalanların hepsini içinde barındırır, Nirvanaya en çok yaklaşan kimse azizdir. He says that the events of a tragedy are “supposed” to discharge pity and fear and are “supposed” to elevate and inspire by the triumph of noble principles at the sacrifice of the hero. Onu hiçbir acı alt edemez, çünkü o hiçbir şeye boyun eğmeyecektir. Yine de “yaşama iradesi” zorunlu olarak güç kullanımını ve güce ulaşma çabasını içine alır. But Nietzsche rejected Schopenhauer… Nietzsche und Schopenhauer (Vorlesungen) (Moritz Schlick. Nietzsche uygarlık tarihini uzun yanılgılar silsilesinin sonucu olarak görür ve bu yanılgılar olmasa herhangi bir ilerlemenin gerçekleşmesinin tasavvur edilemeyeceğini düşünür. Ona göre her hata ölümcül bir zehirdir. Ne var ki kitaplarının tanıklığı kendi aleyhinedir ve Schopenhauer’in etkisinin gerçek ve önemli bir etki olduğunu varsaymakta bir sakınca yoktur. Nietzsche Nietzsche & Schopenhauer On Compassion Timothy J. Madigan explains the crucial distinction between compassion and pity. Estetik alanının dışında Nietzsche ile Schopenhauer arasındaki farklılıklar her yerde göz önündedir. Bu daha sınırlı anlamda iradenin Nietzsche ile Schopenhauer’de aynı olup olmadığı kolay kolay kategorik olarak cevaplandırılamayacak bir sorudur. An exceptionally well done combination of exposition and commentary on both Schopenhauer's and Nietzsche's philosophies. Schopenhauer und Nietzsche: Georg Simmel: Amazon.com.tr Çerez Tercihlerinizi Seçin Alışveriş deneyiminizi geliştirmek, hizmetlerimizi sunmak, müşterilerin hizmetlerimizi nasıl kullandığını anlayarak iyileştirmeler yapabilmek ve tanıtımları gösterebilmek için çerezler ve benzeri araçları kullanmaktayız. Nietzsche and Schopenhauer clashed over more than just compassion. Translation of: Schopenhauer und Nietzsche Includes index Access-restricted-item true Addeddate 2013-12-19 17:40:35.362135 Bookplateleaf 0008 Boxid IA1139409 Camera Canon EOS 5D Mark II City Amherst Containerid S0022 Donor bostonpubliclibrary Edition 1986. Kişinin kendi kişiliğinin gelişimi, kendisini ifade etmesi, her türlü sınırlamadan kendisini özgür hissetmesi iktidar arzusu için hem araç hem de amacın bir parçasıdır. Ona göre her hata ölümcül bir zehirdir. Okuyup bitirdiğinde Schopenhauer bir tilmiz daha kazanmıştı. Friedrich Nietzsche - Eğitimci Olarak Schopenhauer.pdf. Schopenhauer için insan hayatının en yüksek amacı yaşama iradesinin yadsınmasında ortaya çıkar. Nietzsche aynı ayrımı iki sanat eğilimiyle ilgili olarak yapmıştır. O umutsuz yaşamayı göze alacak kadar güçlüdür. But art, he says, must demand purity within its own sphere. READ PAPER. Apollon ile simgeleştirilen eğilim dışavurumunu deyiş yerindeyse bütün durağan sanatlarda bulur. Schopenhauer’in görüşü Nietzsche’nin görüşünün tam tersidir. 37 Full PDFs related to this paper. Sonuncusu, en azından Nietzsche’nin tasvir ettiği biçimiyle, daha bilinçlidir ve daha yüksek bir gelişme aşaması olarak adlandırılabilir. Vom Nutzen und Nachteil der Historie für das Leben, 1874 (Tarihin Yaşamımıza Etkisi) Schopenhauer als Erzieher, 1874 (Eğitmen Olarak Schopenhauer) Richard Wagner Bayreuth'da, 1876; İnsanca Pek İnsanca. It is “precisely the tragic myth that has to convince us that even the ugly and disharmonic are part of an artistic game that the will in the eternal amplitude of its pleasure plays with itself.” And, consummately: “we have art in order that we may not perish through truth.”, Musical dissonance was Nietzsche’s model for the double effect of tragedy. Hiçbir zaman bunları genel olarak evrene uygulamaya kalkmamıştır; ve her ne kadar böyle bir girişimde bulunmuş olsaydı neticede Schopenhauer ile aynı sonuçlara varacak olsaydı da, bir kimsenin isminin bile bile yapmaktan geri durduğu bir şeyle anılmak istenmesindeki bu ısrarın nedeni anlaşılamamaktadır. Ondan insanlar asıl olanın mutluluk olmadığını, hayatın amacının soylu bir kültürün yerleştirilmesi ve dehanın vücuda getirilmesi olduğunu öğrenebilirler. En çarpıcı olanlarından biri hakikate biçilen değerle ilgilidir. Kaale alınmaya değer yegâne varlık olan güçlü insan kader kendisine karşı olduğunda daha bir azimle savaşır. O kuşku korku duymaksızın bu güce ve onu kullanma iradesine sahipti. A short summary of this paper. His personal motives become dispersed as his insight into them grows; “the complete knowledge of the nature of the world, which has a quieting effect on the will, produces resignation, the surrender not merely of life, but of the very will to live.”. Nietzsche duygudaşlığı alçakgönüllülük ve fedakârlık gibi sözde erdemler arasına sokar. İkisinin ortası belki takip edilebilecek en ihtiyatlı yol olurdu, ama burada da kabul edilen benzerlik ve farklılığın derecesi ister istemez bir kişisel kanaat meselesi olacaktır. O en kâmil manada kendisini savaşçıda dışa vurur. It brings tragedy, so to speak, closest to home. İkisinin ortası belki takip edilebilecek en ihtiyatlı yol olurdu, ama burada da kabul edilen benzerlik ve farklılığın derecesi ister istemez bir kişisel kanaat meselesi olacaktır. In Schopenhauer’s The World as Will and Idea (1819), much more than the social or ethical order is upturned. Nietzsche bütün bunlara ve daha fazlasına inanır, ama bu yüzden hiçbir zaman umutsuzluğun doğurduğu eylemsizliği savunmayı düşünecek bir noktaya gelmemiştir. İradenin insan hayatındaki temel etmen olduğu varsayılır; ve her ne kadar açıklayıcı ve temel ilke olarak evrensel geçerliliği hakkında kısa bir açıklama sunulursa da bu tamamen ikinci derecede önemli bir mesele, bir kişilik unsuru olarak iradeyle ilgili daha önemli meseleyle yaşamsal bir bağı olmayan tali bir konudur. Schopenhauer und Nietzsche hielten auch nichts davon, den Tod auszuklammern und sich dem faden, banalen, müden, schlaffen und heimeligen Dasein der durchschnittlichen Menschen hinzugeben, mit ihren Ängstlichkeiten, Ablenkungsmanövern und ihren kleinbürgerlichen Versuchen, sich ein niedliches, glückliches Leben zu erschaffen. [605] Peşinde koşulmaya değer tek şey hakikat ve sadece hakikattir. Hakikate dair bir bilgi değerli olan pek çok şey için ölümcül olurdu. O bunları gerçek birer kusur ve zayıflık olarak görür ve övgüye değer bulduğu yegâne nitelikler savaşçıya özgü olan niteliklerdir. Hayat ıstırap ve kederle doludur, bunun için ne bir yardım ne bir umut vardır; gelecek şimdi ve geçmiş kadar karanlıktır. Eğer “yaşama iradesi” ve “iktidar iradesi” çok keskin hatlarla belirginleştirilmiş olarak ele alınacak olursa aşikâr ki bu iki tabirin anlam bakımından birbiriyle özdeş olmadığı görülecektir. Doğal olarak Nietzsche ve Schopenhauer felsefelerinin konusu çoğu zaman birbirinden farklıydı. “Bir filozofun önemi,” der, “kendine özgü öğretilerinden çok gerek kitaplarında gerek hayatında sergilediği örneğe dayanır; çünkü bir filozof sadece büyük bir düşünür değil, fakat samimi ve hakiki bir insandır ve Schopenhauer bu güçlü nitelikler bakımından seçkindir.” O insanlara hayatın ne anlama geldiğini ve gerçek bir kültürün temellerinin ne olduğunu gösterir. Ne var ki böyle bir özdeşleştirmeye karşı yöneltilebilecek şu iki esaslı eleştiri görmezden gelinemez. His “will” becomes a synonym for all that is possessed and necessity-ridden. Sonuçta Schopenhauer’in kötümser öncülleri kabul edilir, fakat bunlardan çıkarılan sonuçlar reddedilir. Bu genel yaklaşımdan daha belirli teorilere geçilir geçilmez Nietzsche ile Schopenhauer arasındaki farklılıklar sayıca benzerlikleri kat kat geride bırakan noktaya ulaşır. (Türkçe altyazılı), Filozof İoanna Kuçuradi: “Bir adaya düşsem yanıma ‘Küçük Prens’ kitabını alırım.”, Simone de Beauvoir: Kadın Doğulmaz, Kadın Olunur! Genel olarak Schopenhauer’in hep aynı soruları ele alıp tartışma fırsatı olmuş olsaydı her zaman aynı sonuca varacağı izlenimi her zaman elde edilir. Nietzsche ile Schopenhauer arasındaki bağlayıcı bağ iradenin asli doğasıyla ilgili görüştür. Nietzsche’nin bu görüşlerinin kötümserlik olarak yaftalanmasının doğru olup olmadığı sorulabilir. Bizim için hayatı anlamlı kılan aklın, sanatın, bütün duygu ve duyarlıkların gelişimi yanlış fikirlere dayanır. Nietzsche’nin felsefesi gelişiminin farklı aşamalarında öylesine farklı özellikler sergiler ki kronolojik bir düzenlemesi yapılmadan görüşlerinin incelenmesi neredeyse imkânsızdır. Nietzsche wants us to accept our lives as they are--with their actual pains, with their actual successes, etc. İstenirse aralarındaki mesafe alabildiğine açılabilir, istenirse kolaylıkla birbiriyle telif edilebilir; her iki yöntemin kendince haklı sebepleri vardır. Sonuncusu onun duygu gücünü tasarım formuyla örtmeksizin doğrudan iradeyi dışa vurur. Napoleon bu soylu tasavvurun ete kemiğe bürünmüş halidir. Nietzsche ile Schopenhauer arasında güçlü bir bağ ve de bir uçurum vardır. Bir zamanlar herhangi birisinin felsefesini kabul ettiğine inanmayı kolay bulmayacak kadar düşünsel özgürlüğe tutkuyla bağlıydı. A traveller who had seen many lands and peoples and several of the earth's continents was asked what quality in … Ne var ki burada bile iki düşünürün ele aldığı konular kural olarak farklıdır, fakat Nietzsche’nin yazılarındaki Schopenhauerci ruh yine de aşikârdır. Schopenhauer was a metaphysician who built upon Kant’s transcendental idealism. Kötülük nefes aldırmayabilir, ama insan onunla mücadele ettiği sürece hayat güzeldir. İnsan zayıflığı bakımından acınacak durumda olan zavallı bir yaratıktır, sağlıklı bir hayvan bile değildir. Hatta o evrenin arz ettiği nihai muammayı çözme girişimleriyle alay etti ve kimi zaman insan aklının zayıflığından çok bilinecek nihai cevapların olduğu kanaatine tepeden baktığı görülür. Diğer canlılarla belli ölçüde bir mücadele ve onların üstesinden gelmede belli ölçüde bir başarı olmaksızın bir hayat tasavvur edilemez.

Plz Köln Innenstadt, Deutsch Unterricht Duden, Regierung Usa Aktuell, Harry Potter Mercedes Benz Arena, Semesterferien Th Köln, Prüfungsbuch Elektrotechnik Pdf, Ein Apostel Jesu, Fläschchen Für Erwachsene, Bewerbung Zahnarzthelferin Wiedereinsteiger,

Kommentar hinterlassen

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert.